24 Ocak 2014 Cuma
Eyüp ve Kalabalıklar
Eyüb'e her gittiğinizde bunaltıcı bir kalabalıkla karşılaşırsınız.En değerli olana ev sahipliği yapma şerefine erişmiş olan Eyub El Ensari hala misafir ağırlamaya devam eder.Misafir misafiri çekemez misali bu kalabalıklar sizi yoruyorsa eğer Eyüb'e hafta arası bir akşam vakti gidin.Bana güvenmiyorsanız İstanbul şairlerinin şiirlerine bakabilirsiniz,göreceksinizki İstanbul akşamlarının efsunlu bir tarafı vardır ve siz o havanın sihriyle gerçekle hayalin birbirine karıştığını kolayca hissedebilirsiniz.İşte o vakitlerden birinde kalabalıklardan arınmış kısmen size ait bulabilirsiniz.Bu zamanlarda en ilginci hünkar mahfilidir.Dönemin beğenisine uygun olarak yapılmış barok mahfilin küçük penceresinden görülen manzarayla bu barok süslemeler tam bir tezat oluşturur.Barok Avrupa mimarisinde doğmuştur,ihtişamı,dünyevi zenginliği vurgular.Gösterişlidir,gücüyle sizi kuşatmak ister ama Osmanlı onu alırken dingin ve ağırbaşlı kültürünün aguşunda onu sakinleştirir,yumuşatır .Ama yinede Eyüb'ün sessizliğinde barok daha bağırgan durur.O dar pencereden şimdi cismini hatırlayamadığım yaşlı bilge ağaçların altında kimbilir kime ait olan mezar taşları sıralanmış dururlar,üstündeki yazıları okuyamasanızda önemli değildir çünkü yıllanmış taşlar yazıya ihtiyaç duymadan size çok şey anlatabilirler,dünyevi hayatın geçiciliğini anlatan küçük bir anıt gibidirler adeta.İstanbul'un bu kendisini anlamak isteyenlere küçük,anlamlı hikayeler söylediği köşeleri ve onları dinlemeyi çok seviyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder